11 Eylül 2013 Çarşamba

TAKSİM STADI, (GEZİ PARKI) ‘NIN TARİHÇESİ


TAKSİM STADI, (GEZİ PARKI) ‘NIN TARİHÇESİ

ALİ TUNÇ

NİĞDE ÜNİVERSİTESİ BESYO.

ÖĞRETİM GÖREVLİSİ

Türkiye’nin  günlerdir üzerinde tartışıp uzlaşamadığı Gezi Parkı hakkında bilmediğimiz birçok bilgi ve belge ortaya çıktı. Bugünkü Gezi Parkının ilk olarak Topçu kışlası olarak inşa edildiğini, sonra Türkiye’nin ilk futbol sahası olduğunu, sporla ilgili birçok ilk’e ev sahipliği yaptığını öğrendik. Bizde bu belge ve bilgiler ışığında Gezi Parkının Sporla ilgili kısımlarını derleyip bilginize sunmaya çalıştık.

  Taksim Stadı, bugünkü Taksim Parkı'nın yerinde 1921-1939 arasında var olan Taksim Kışlası'nın avlusunda yapılan İstanbul'un ilk stadı.

Topçu Kışlasının İnşası

Taksim Kışlası 1780 yılında Osmanlı padişahı I. Abdülhamid zamanında yapıldı. Ertesi yıl Kabakçı Mustafa İsyanı’nda tahrip olan bina, II. Mahmut döneminde onarıldı.[  Osmanlı döneminde uzun yıllar I. Topçu Alayı'nın elinde kaldı.

Taksim Topçu Kışlası Osmanlı Devleti'nde, savaşlarda alınan yenilgiler üzerine, 17. yüzyıldan itibaren Avrupa örnek alınarak askeri alanda ıslahat çalışmaları yapılmış, Islahatlar sonunda savaşlarda başarı da sağlanınca hızla eğitim veren okullar açılmıştır. Taksim Topçu Kışlası da bunlardan biridir. Kışla, Taksim Meydanı'ndan Harbiye yönüne giden cadde üzerinde yer almaktaydı. Avlusunda askerlerin ibadet ihtiyacını karşılayacak küçük bir mescit bulunan kışlaya anıtsal bir taç kapıyla girilmekteydi. Mütareke yıllarına kadar kışlayı kullanan 1. Topçu Alayı, önlerindeki büyük arazide talim yaptığı için buraya ‘Talimhane’ denirdi.

Yenilenme


Bina birkaç kez yangın geçirdikten sonra Sultan Abdülmecit döneminde Tophane Müşiri Damat Gürcü Halil Rifat Paşa’nın gayretleriyle 19. yüzyıl mimari üslubunda ve çok gösterişli olarak yeniden yapıldı. Uzun avlusu ve geniş kanatları olan iki katlı yapının köşelerinde ve her cephesinin ortasında üç katlı yüksek bölümleri vardı. Bu bölümlerden dolayı üç katlı olarak algılanıyordu. Rus ve Hint mimarilerinden izler taşıyan yapının iki anıtsal giriş kapısı Harbiye Caddesi ve Talimhâne Caddesi cephelerinin tam ortalarında bulunuyordu.

Topçu Kışlasının Giriş kapısı

Kışla 1860-1870 yılları arasında Osmanlı ordusunun modernleştirilmesi sürecinde önemli bir rol oynadı ve en şatafatlı günlerini yaşadı.

Taksim Topçu Kışlası 1780 - 1940 yılları arasında İstanbul Taksim Meydanı'nda günümüzde Taksim Gezi Parkı'nın durduğu yerde askeri amaçlar dışında şehir müzesi, sergi alanı, gösteri merkezi olarak hizmet verdi. Bunların dışında  cambaz gösterileri, at yarışları, Rum hacıların konaklaması gibi amaçlar için de kullanıldı.

Topçu Kışlası olarak kullanıldığı zamanlarda burada çeşitli spor organizasyonları yapılıyordu. Sermed Muhtar Alus’un tanıklığına göre, gerçekleştirilen ilk spor organizasyonu 1909’da yapılmıştır. Kurtdereli Mehmed, Filiz Nurullah, Macaristan’dan Çaya ve Rusya’dan Baradonot isimli pehlivanların katıldığı profesyonel güreş müsabakası Topçu Kışlası avlusunda düzenlendi.

1912’de Belediye Başkanı Cemil (Topuzlu) Paşa, Maliye Bakanı Rifat Bey’den para istemeye gittiğini, Balkan Savaşı’nın yarattığı ekonomik sıkıntılardan dolayı bütçede para kalmadığını, Topçu Kışlası ve Talimhane Meydanı’nın da bu nedenle bir Fransız bankasına birkaç 100 bin lira karşılığı satıldığını hatıralarında şöyle anlatıyor. “Paşa biz sizden daha kötü durumdayız. Askerin yiyeceği yok. Osmanlı tarihinde ilk kez, askeri besleyebilmek için kışlayı satmak zorunda kalıyorum. Dün Taksim Kışlası’yla Talimhane Meydanı’nı yabancı bir şirkete, bir Fransız bankasına verdim.”

1913'te Osmanlı Devletinin ekonomik kriz sebebiyle Sanayi ve Ticaret Şirket-i Milliye-i Osmaniye'ye tarafından bir Fransız bankasına satıldı.

Kışla stat oluyor

 30 Ekim 1918 Tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşmasının ardından HABERLER Pazar Topçu Kışlası düşman eline geçer, adı da Makmahon olur. Binanın orta kısmındaki eğitim alanı futbol sahası haline getirildi ve uzun yıllar (1939 ‘a kadar) futbol maçları ve çeşitli gösteriler için kullanıldı. Kışla, I. Dünya Savaşı'nın ardından işgal edilen İstanbul'daki Fransız kuvvetlerinin yönetiminde bulunan Senegalli askerlere tahsis edildi.

Mütareke döneminde kışlanın avlusundaki büyük arazide futbol maçları yapılıyordu. Cuma ve pazar günleri Beyaz Ruslar bahislerin oynandığı at yarışları düzenliyorlardı.

Futbolun ülkedeki ilk adımlarına denk gelen 20’li yıllarda azınlıkların ve Türklerin kurdukları futbol kulüpleri, şehirde epey bir dikkat toplamaya başlamıştır. Bu takımların aralarında oynadıkları maçlar seyirci çeker, saha etrafında kalabalıklar birikmeye başlar.

Bu arada dünyanın her yerinde futbol izlemek için insanlar para veriyor, bilet alıyorlardı. Spor Alemi Mecmuası sahibi Sait Bey, bu ilginin paraya dönüştürülebileceği fikriyle ortaya atılır.

Futbola karşı artan ilgi ve bu kışlanın karşısındaki Talimhane alanında yapılan maçların topladığı büyük kalabalık, o sıralarda bir spor dergisi yayımlamakta olan Çelebizade Said Tevfik Bey'i Taksim Kışlası'nın avlusunu bir stadyum haline getirmeye teşvik etti.

Dönemin girişimcilerinden ve Spor Alemi dergisini de yayımlayan Çelebizade Sait Bey, 1921’de boş duran kışlanın avlusunu futbol maçlarının yapılabileceği bir stadyum haline getirmek için dergi aracılığıyla girişim başlattı.

Topçu Kışlası’nın yıkıntıları arasında kalan zemindeki toprak, kürekle atılıp üstüne kömür tozu serpilir ve ıslatıldıktan sonra zemin bir güzel dövülür. Taksim Stadı’nı birkaç yıllığına Fransız bankasından kiralayarak işletmeye başlayan Sait Çelebi büyük masraf yapmış, oldukça büyük bir borcun altına girmiştir.  1921'de açılan stad, bazı Türk kulüp idarecilerinin uyguladığı boykot yüzünden Said Bey'in elinde daha fazla kalamadı. Stadyumu da Galatasaray’ın eski kalecilerinden Ahmet Robenson’un arkadaşı, Malta uyruklu ve Yunan vatandaşı Bork adında bir girişimciye devretmek zorunda kaldı. Bork adındaki, Malta asıllı işletmeci, Sait Çelebi’den işletmeyi devralıp işletmeye koyulur. Özellikle Türk takımlarının İngiliz ve Fransız işgal kuvvetlerinin takımlarıyla yaptıkları maçlar büyük ilgi gördü.

 Bork Efendi, devrine göre renk değiştiren ve tüccar ruhlu biridir. Belki düşmanlık yapmaz ama işgal kuvvetlerinin isteklerini yerine getirmeyi görev bilir. Mesela sahaya kendi elleriyle işgalci bayrağı çekmekten çekinmez. Bork’un işletmeye başlamasıyla 1922’den itibaren sahanın boş kaldığı da görülmez. Stadın giriş kapısına Yunanistan bayrağı asan Bork efendiyi İşgalin bitimiyle, korku alır, alelacele İstanbul’u terk eder. Bir yıl içinde stattan kazandığı 300 bin lirayla Yunanistan’a geri dönerken stadı hiçbir bedel istemeden tekrar Sait Çelebi’ye devretti. Sorunlar ve hayal kırıklığı, ikinci girişimde de Sait Bey’in peşini bırakmadı. Ortağıyla aralarındaki problem nedeniyle hissesini, dönemin meşhur boksörlerinden Sabri Mahir’in kardeşi, Şark Manifatura Mağazası’nın sahibi Menazırzade Abdülaziz Bey’e devretti. Abdülaziz Bey diğer ortağın da hisselerini satın alarak stadın tamamına sahip oldu.

Manifaturacı Abdülaziz Bey, Sait Çelebi’nin aksine ticareti iyi biliyordu. Kulüpleri ve seyirciyi çekebilmek için ortaya çeşitli hediyeler koyar ve Taksim Stadı artık dolup dolup boşalmaktadır.

Türk takımlarının Fransız ve İngiliz askerlerinin oluşturduğu takımlarla yaptığı müsabakalar, işgal altındaki İstanbul halkının moralini yükseltti. Azınlık takımları arasında oynanan kupa maçları İstanbul halkının ilgisini çekmişti. Saha zemini ise hayal edilir gibi değildi... Bu sırada toprak, üstüne basıla basıla betonlaşmıştı. Arada bir tenekelerle kömür getirilip tozu taşınıyor, zemin her maçla birlikte biraz daha sertleşiyordu. Maç sırasında yere düşen futbolcuların her yanı yara bere içinde kalıyordu. Ancak tek futbol sahasıydı, futbolcular ve seyirciler Taksim Stadı’na akın ediyordu.

Taksim Stadyumu ve Talimhane Meydanı, galibiyetlerin kutlandığı bir alan olmaya başladı. Maçların gördüğü ilgi 31 Temmuz 1922’de kurulan, bugün  Futbol Federasyonu’nun karşılığı olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakının,(TİCİ) 1923 sonbaharında ilk milli maçın ve lig maçlarının Taksim Stadı’nda yapılmasına karar verir

Üç yıl sonra stat el değiştirir, Manifaturacı Abdülaziz Bey Spor teşkilatıyla yaşadığı sorunlardan dolayı Yusuf Ziya (Öniş), Ali Naci (Karacan), Fazıl ve Zeki Beylerin kurduğu ortaklığa stadın işletmesini devretti.

Hemen her yıl Taksim Stadı’na yeni tahta tribünler ilave edilir ve geçen yıllar içerisinde Taksim Stadı’nın kapasitesi sürekli artırılır. Taksim Stadı iki ahşap tribünü ile yaklaşık 8,000 kişi alabiliyordu.

26 Ekim 1923'te Türk Milli Futbol Takımı ilk maçını bu stadyumda Romanya'ya karşı oynadı. 1923-1936 arasında Türkiye Millî Futbol Takımı'nın 9 maçına ev sahipliği yaptı. Zamanla futbol'un dışında Güreş, Atletizm ve bisiklet yarışları da düzenlendi.

Cumhuriyetin ilanından sonra da kışlanın avlusundaki futbol sahası futbol karşılaşmaları için kullanılmayı sürdürdü ve kışla Taksim Stadı adını aldı.

İstanbul’un tek futbol sahası

Ancak 1932 yılının başında, ihtiyacı karşılayamaz hale gelir. Betondan daha sert zemini ile futbolcuların işi oldukça zorlaşır. Maçların tarih ve saatlerine artık yağmur ve kar karar vermektedir. Çünkü her sağanak yağış sonrası zemin balçık haline geldiğinden pek çok maç ertelenmek zorunda kalır.

Gazetelerin haftada 1 veya 2 kere spora tam sayfa ayırmaya başladığı günlerde Avrupa’dan spor ve özellikle de futbol haberleri fotoğraflarıyla birlikte sayfalarda geniş yer bulmaktadır... 20-25 bin kişilik, o güne göre modern statlarda oynanan Avrupa futbolu haberleri yanında Taksim Stadı’nın en fazla 8 bin kişilik oturma kapasitesi, futbol seyircileri için yetersizdir artık.

İngiltere’de, Fransa’da kulüpler 18-19 bin biletli seyirciye oynamaktadır, gazetelerde Avrupa takımlarının maç hasılatları ballandıra ballandıra anlatılmaktadır. Oysa Taksim Stadı’nın kapısı dahi yoktur. Dört tarafı açıktır. Maçlar biletlidir ama insanlar bilet almak yerine her yandan ücret vermeden girip maç seyretmektedir. Haliyle stat her maçta zarar yazıyor, kulüpler hasılat kaybediyordu.

Gerek spor medyası gerekse spor kulüpleri ve izleyicilerin, İstanbul’a yeni statlar yapılması, Taksim Stadı’nın yetersizliği konusundaki ağır baskısı sonrası dönemin İstanbul Belediyesi yer aramaya başlar.

Öyle bir İstanbul hayal edin ki, 1932’de, Mecidiyeköy’ün İstanbul il sınırına dahil edilmesi için Belediye Meclisi toplantısında, bazı üyeler “bu kadar uzak bir beldeyi şehre dahil etmenin akılcı olmadığı” fikrini savunarak karşı çıkarlar.

Aynı “uzaklık” Kadıköy için de geçerlidir. Kadıköy’de Kuşdili bölgesindeki saha “çok uzak” olduğu gerekçesiyle kullanılmıyordu. Yeni bir stat yapılması için işaret edilen Edirnekapı’daki arazi için “insanlar bir maç seyretmek için bu kadar uzak mesafeyi kat etmezler” düşüncesiyle geri çevrilir. Yenibahçe’deki (bugün Vatan Caddesi’nin bulunduğu bölgede) bir arazinin stadyum haline getirilmesi konuşulmaya başlanır ancak şehre uzaklığı nedeniyle oluşan eleştiriler sonrası vazgeçilir.

1932’de, İsmet İnönü, devletin sportif faaliyetler için ayırdığı bütçeden 5 bin TL’yi Fenerbahçe kulübüne, kullandıkları sahanın stadyum haline getirilmesi için verir. Kısa sürede çalışmalar tamamlanır ve İstanbul’un ilk modern stadı olarak inşa edilir.

Fenerbahçe Stadı’nın açılışı, Galatasaray ile Fenerbahçe kulüplerinin sporcuları arasında yapılan müsabakalarla, iki kulüp tarafından birlikte yapılır. Dönemin Olimpiyat Dergisi’nin yaptırdığı, açılışa özel kupa için iki takım arasında oynanan futbol maçını 6 bin biletli seyirci izler. Bu bir rekordur ve İstanbul artık bir futbol şehridir.

Türk futbolunun doğduğu yer

1939’un 9 Eylül’ünde, bir cumartesi akşamı, saat 21.00’de, Fenerbahçe ile Beyoğluspor, Taksim Stadı’nda karşı karşıya gelir. Silahlı Kuvvetler’den alınan projektörler, kışlanın saçaklarına yerleştirilerek aydınlatılan sahada, Türk futbol tarihinin ilk gece maçı oynanır.

Taksim Stadı, çok kısa sürede Türk spor tarihine imza atmayı başardı. Türk futbolunun doğduğu ve ilk adımlarını attığı yerdi. Ancak zamanı geldiğinde emekli oldu. Özetle eski Topçu Kışlası’nda nice topçular yetişti!

Stadyum sadece futbol karşılaşmaları değil, her türlü spor müsabakasına, 19 Mayıs Spor ve İdman Bayramı kutlamalarına, çeşitli eğlence ve etkinliklere de ev sahipliği yaptı.

Taksim Topçu kışlasının (Taksim Stadı) yıkımı


Taksim Topçu kışlasının yıktırılmasına giden süreç ise 1939 yılında başladı. Dönemin İstanbul Valisi  ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar tarafından  Taksim Meydanı düzenleme çalışması yapılmaya başlandı. Fransız şehir planlamacısı Henri Prost’un önerileri çerçevesinde geliştirilen proje Taksim’den Harbiye’ye kadar uzanacak  bir projeydi. Projede büyük bir park ve sosyal tesisler yapılması planlanmaktaydı. Parkın ismi İnönü Gezisi olacak ve parkın ortasına bir İnönü ( Milli Şef ) heykeli dikilecekti. Projenin ilk  adımı olarak 1940 yılında Taksim Topçu  Kışlası Henri Prost'un önerisi ile kışlanın yıkılması, yerine konut ve sosyal etkinlik alanları inşa edilmesi kararlaştırıldı.  Kışla'nın yerine Taksim Gezi Parkı inşa edildi Ancak projenin geriye kalan kısmı gerçekleştirilemedi.

Ama keşke hiç yıkılmasaydı! Yanındaki sıradan Kültür Merkezi’nin yerine, avlusunun açık hava tiyatrosu ve gösteri merkezi; avluyu çevreleyen binadaki odaların “localar” ve galeriler olduğu muhteşem bir “Kültür Sitesi” olabilirdi Taksim Kışlası… Nostalji maçları da cabası…

Taksim Kışlası. duruyor olsaydı Taksim Meydanı dünyanın en güzel meydanlarından biri olurdu. Mesela saray ihtişamında bir Ritz Carlton Oteli olarak kullanılabilirdi.  

Ya da sadece dış duvarları bırakılıp ortası günümüzdeki gezi parkı olarak düzenlenir ve dünyanın herhalde en görkemli parkı olurdu.

Taksim stadında yaşanan ilk’ler:

-          İlk spor organizasyonu 1909’da yapılmıştır. Kurtdereli Mehmed, Filiz Nurullah, Macaristan’dan Çaya ve Rusya’dan Baradonot isimli pehlivanların katıldığı profesyonel güreş müsabakası Topçu Kışlası avlusunda düzenlendi.

-          1921’de Taksim Stadı’nın avlusuna kurulan ringde ilk resmi boks müsabakaları gerçekleşti.

-          1921’de sekizer kişiden oluşan takımlar arasında ilk halat çekme müsabakaları yapıldı.               

-          İlk milli maç ise 26 Ekim 1923’te yapılan Türkiye Romanya özel maçı Taksim Stadında oldu.

-          Ayrıca güreşte ilk milli karşılaşma olan Balkan Güreş Şampiyonası,

-           1925’te Taksim Stadı’ndaki İlk milli atletizm karşılaşması olan Balkan Atletizm şampiyonası,

-           İlk milli bisiklet yarışması olan Türkiye- Bulgaristan yarışı ,

-          Binicilikte ilk milli karşılaşma olan Türkiye-Bulgaristan yarışı burada yapılmıştı.

-          1923-1936 arasında Türkiye Millî Futbol Takımı'nın 9 maçına ev sahipliği yaptı.

-          Türkiye’de radyoda İlk canlı yayın 1933 yılında Taksim Stadında yapılan bir futbol karşılaşmasıdır.

-          1939’un 9 Eylül’ünde, bir cumartesi akşamı, saat 21.00’de, Fenerbahçe ile Beyoğluspor, Taksim Stadı’nda Silahlı Kuvvetler’den alınan projektörler, kışlanın saçaklarına yerleştirilerek aydınlatılan sahada, Türk futbol tarihinin ilk gece maçı oynanır.

-          Stadyum sadece futbol karşılaşmaları değil, her türlü spor müsabakasına, 19 Mayıs Spor ve İdman Bayramı kutlamalarına, Deve güreşleri, cambaz gösterileri, çeşitli eğlence ve etkinliklere de ev sahipliği yaptı.

TÜRKİYE DE İLK CANLI RADYO YAYINI TAKSİM STADINDAN YAPILDI

Türkiye’de radyoda canlı yayın sayfası 1933 yılında açılmıştır. İlk canlı yayın Taksim Stadında yapılan bir futbol karşılaşmasıdır. Maçı, o dönemin ünlü maç sunucularından Sait Çelebi (Çelebizade Sait Tevfik Bey) sunmuş, yayının gerçekleşmesi için Taksim Kışlası’nın çatısına antenler yerleştirilmişti. Yayın arada bir kesilmesine rağmen parazitli gelmesine karşın, halk tarafından baştan sona ilgi ile izlenmiştir.


Taksim Stadı’nı kiralayarak işletmeye başlayan Sait Çelebi, ceketinin yakasına taktığı mikrofonuyla (ilk yaka mikrofonu böylece kullanılmış oluyor) bir futbol karşılaşması için sahaya çıkan oyuncuyla söyleşi yapıyor.

1943 TAKSİM İNÖNÜ GEZİSİ PARKI 

Dönemin Belediye Başkanı Lütfi Kırdar’ın oğlu Üner Kırdar “Babasının Gezi Parkı”nı Akşam gazetesine anlatırken” Gezi, bütün vadiye yapılan bu parkın sadece giriş kısmıydı.
Hilton’un İstanbul’a gelişinde, babam kendilerine otel yeri için Çırağan Sarayı’nın yanındaki Kempinski’nin yerini göstermişti. Hilton ise “Bu otel şehrin merkezinden uzak olur. Şehrin ve parkın ortası otel için güzel olur” diyerek çekip gidiyor. Bunun üzerine o zamanki hükümet de “Yapılsın” diyor.
Yine bugünkü Hyatt Otel’in yerinde İstanbul Tenis Kulübü, Ceylan Inter Continental Otel’in yerinde de Taksim Gazinosu vardı. Yine parkın bitiş kısmı da taşlık kısmıydı. Yani Swissotel’in orası. Babam, otelin yanındaki yokuştan aşağı inen yolu yapmıştı.
Dolmabahçe’ye uzanan bütünlüğün korunması lazım. Hilton’un yapılmasıyla bütün parkın ortası kapatıldı. Yine Şişli ve Beyoğlu Belediyesi nikah dairesi yaptı. Böyle bir şey olabilir mi? Yine önceki yıllarda da, Gezi Parkı’nın ön tarafı Trafik Vakfı’na otopark olarak kiraya verilmişti. Geri kalan kısmında ise nargile kahveleri kuruldu. O nedenle, bunları bir bütün olarak değerlendirmek ve ele almak gerekiyor.” Diyerek Gezi parkının içine yapılan Hilton otelinin parkının halka açılmasını isteyerek “Medeni memleketlerde şehri güzelleştirmek sadece devletin ve belediyenin görevi değildir. Zengin kesimin de katılması gerekir. Rant peşinde koşacaklarına “Şehri güzelleştirmek için neler yapılması gerekir” demeliler.
Zenginlerimiz kendini daha zengin etmek için gelip de bu parkın sağında solunda yapılan otelleri rant için almasınlar. Mesela Hilton Oteli, tamam, özelleştirildi. O zaman parkını halka açsın. İstanbul halkından alınan bu park, halkın hizmetine devredilsin.” Demektedir.

-          KAYNAKÇA


Burak Çetintaş "İstanbul: Şehri yıkarak tarihe geçenler".NTV Tarih (47. sayı): 65.  Aralık 2012
Nebahat Koç   “İşte Babamın Gezisi” Akşam gazetesi  19 Haziran 2013

 Ali Kırca “ Taksim Topçu Kışlası - Taksim Stadı “ Sabah Gazetesi  30.04.2005

Mustafa Armağan “Atatürk'ün başarısızlığı da yazılmalı!” internethaber.com 27-05-2013

Kadir DinçerTarihimizi nasıl katlediyoruz, etmişiz..” medyagunebakis.com/haber

Yılmaz Ergüvenç “Taksim meydanı ve topçu kışlası'nı biliyor musunuz?” Kenthaber 11.O2.2010


Okay  KaracanBir zamanlar Gezi Parkı” Zaman Gazetesi 9 Haziran 2013

Hadi Asitanelioğlu – “Taksim Topçu Kışlası veya Taksim Stadı”  Düşüncelerim ve sohbetlerim. 26.01.2009

 

ALİ TUNÇ

NİĞDE ÜNİVERSİTESİ  BESYO.

ÖĞRETİM GÖREVLİSİ

 





DOPİNG VE ÖDÜL 2 BİN SENE ÖNCE VARMIŞ!

 

Magnesia Antik Kenti'nde 2 bin yıllık stadyum üzerinde yapılan arkeolojik incelemelerde ilginç bulgulara ulaşılırken, yüzyıllar öncesinde sporcuların yarışmalarda başarılı olmak için doping yaptığı tespit edildi...

11 Eylül 2013 Çarşamba 22:00
  
 
 
Aydın'ın Germencik ilçesine bağlı Ortaklar beldesindeki Magnesia Antik Kenti'nde 2 bin yıllık stadyum üzerinde yapılan arkeolojik incelemelerde ilginç bulgulara ulaşılırken, yüzyıllar öncesinde sporcuların yarışmalarda başarılı olmak için doping yaptığı tespit edildi.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Orhan Bingöl, bugüne kadar yaklaşık 50 bin metreküp heyelan toprağının taşınmasıyla gün yüzüne çıkarılan 40 bin kişilik antik stadyumda, günümüzdeki kombine bilet uygulaması benzeri tahsisli yerlerin bulunduğunu kaydetti.
Stadyumdaki oturma sıraları üzerinde ve sırtlıklarda oturacak kişi, dernek, kurum ve topluluk isimlerinin yazılı olduğunu dile getiren Bingöl, en ayrıcalıklı bölümün ise doping maddesi olarak kullanılan adamotunun üretildiği köyün sakinleri için ayrılmış olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Stadyumdaki bir bölümün tümü Efes'ten gelenlere ayrılmış. Ayrıca fırıncılar, bahçıvanlar, kuş satıcıları gibi derneklerin yanı sıra çeşitli politik grupların da kombine bilete sahip oldukları gözlemleniyor. Magnesia stadyumundaki bir yer tahsis yazıtı, iki merdiven arasındaki 60 kişilik, en önemli ve bitiş çizgisine en hakim iki oturma sırasının, Mandragoreitoi isimli gruba ayrıldığını göstermektedir. Bu grubun ismi Latince'de Mandragora, yani bizim adamotu olarak bildiğimiz bitkiden gelmektedir.
Tarihi kaynaklardan, Magnesia çevresinde bu bitkiyi temin eden, üreten bir köyün olduğu bilinmektedir. Bu bitkiyi temin edip kuvvet şurubunu imal edenlere, stadyumda varış çizgisini tam yandan gören özel bir bölümün ayrılmış olması, doping uygulamasının son derece yasal ve bunu imal eden kişilerin de son derece itibarlı olduğunu göstermektedir. Gerçekleştirdiğimiz arkeolojik incelemelerde dopingin o zaman bir suç unsuru olmadığı, bilakis bunu üretenlerin teşvik edildiği ve halk arasında saygın bir yerleri olduğu anlaşılmaktadır."
BAŞARILI OLAN SPORCUYA KUMAŞ ÖDÜLÜ
Prof. Dr. Bingöl, stadyumun podyumunda yer alan kabartmalardan, antik çağdaki yarışmalar ve sporculara verilen ödüllerle ilgili bilgi edinme imkanı yakaladıklarını da belirtti.
Magnesia'daki yazıtları incelediklerinde o dönemdeki yarışmaların, cimnastik, atlı yarışlar ve müzik olmak üzere üç kategoriden oluştuğu sonucuna vardıklarına işaret eden Bingöl, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yazıtlarda belirtilen yarışma kategorilerini, kabartmalarda da bulmaktayız. Kabartmalardan şunu anlıyoruz ki, başarılı olan yarışmacılar sembolik olarak başlarına taçlar takıyordu ve ellerine palmiye yaprakları alıyordu. Ödüllerden biri ise hayli ilginç. Bir kaide üstünde bir top kumaş tasviri var. Yani o dönemde bir top kumaşın para ödülünden daha kıymetli olduğunu öğreniyoruz.
Şimdiye kadar stadyumda sadece 4 bölümün kabartmalarını ortaya çıkarttık. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün bu seneki ödenekleri ile bu yıl çok uzun ve kapsamlı çalışma imkanı buluyoruz. Kabartmaların tümü ortaya çıkartıldığında yaklaşık 125 kabartmaya sahip olacağız ve bunlar bize Magnesia'daki yarışlar hakkında daha fazla bilgiler verecek."

Sağlıklı yaşam için düzenli egzersiz


Sağlıklı yaşam için düzenli egzersizin şart olduğu belirtildi.
Trabzon Ahi Evren Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorlarından Opr.Dr. Ergun Haliloğlu, düzenli egzersiz yapmanın kas iskelet sistemi üzerinde çok faydalı etkileri olduğunu belirterek, “Sağlık için çok yoğun spor yapmak şart değildir. Kasların, kalbin ve akciğerlerin sıkı bir şekilde çok yorucu tarzda değil, çalıştırılması yeterlidir” dedi.Vücudun yaşlandıkça değiştiğine işaret eden Dr. Haliloğlu, şöyle konuştu: “Düzenli egzersiz yapmanın kas iskelet sistemi üzerinde faydalı etkileri vardır. Yaşlandıkça vücudumuz değişir. Kaslar gücünü yitirir ve küçülür. Kemiklerin yoğunluğu azalır ve kolay kırılır hale gelir. Tendonların ve bağların elastikiyeti azalır, aşırı yüklenmeye karşı hassas hale gelir. Artritlere bağlı olarak inflamasyon ve eklem kıkırdaklarında dejenerasyon gelişir.”

DÜZENLİ EGZERSİZLERİN FAYDALARI

Dr. Haliloğlu, düzenli egzersizin faydalarını sıraladı: ”Uzun, sağlıklı hayat. Güçlü ve dayanıklı kemikler. Kas ve eklem ağrılarında azalma. Hareketliliğin ve dengenin artması." Yaşlanma ile birlikte beklenen kas gücündeki azalmada yavaşlama olduğunu anlatan Dr. Haliloğlu, şöyle konuştu: "Düzenli egzersiz stresi azaltır, hayat daha pozitif bakmamızı sağlar. Bu nedenle düzenli egzersiz yapanlar kendilerini daha iyi ve mutlu hissederler. Sağlık için çok yoğun spor yapmak şart değildir. Kasların, kalbin ve akciğerlerin sıkı bir şekilde, ama çok yorucu tarzda değil, çalıştırılması yeterlidir. Günde en az 30 dakika, orta derecede fizik aktivite yapılmalıdır. Bu süre uzatılabilir. Önemli olan aktivitedir. Bu aktivite yürüme, yüzme, bisiklete binme, koşma, bahçede çalışma, ev işi yapma, dans etme, futbol, basketbol gibi sporları yapma şeklinde olabilir. Yapılacak aktiviteyi yaşa ve zevke göre seçmek uygun olur."

Yaşlandıkça vücudumuzda değişiklik olduğunun herkesin bildiği bir gerçek olduğunu anlatan Dr. Haliloğlu, şunları söyledi: "Bazı değişiklikler belirgindir, bazıları o kadar belirgin değildir. Bazı insanlar yaşlanmalarına rağmen aktivitelerini korur. Bunların fizyolojik yaşları kronolojik yaşlarına göre daha gençtir. Bazıları osteoartiritli, osteoporozlu olabilir; bunlar aktivitelerini önemli ölçüde yitirmiştir. İnsanlar yüzyıllardır gençlik iksirini aramaktadır. Gençlik iksiri sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve kötü alışkanlıklardan uzak durmadır. Bütün bir hayat boyunca, kemikler sürekli yapım ve yıkım halindedir. Yaşlandıkça, denge yıkım lehine artar. Kemik kitlesinde azalma olur. Kemik içindeki mineraller, başta kalsiyum olmak üzere azalır; böylece kemiğin sertliği azalır ve daha kolay kırılır hale gelir. Kemik erimesi sonucu osteoporoz gelişir. Osteoporoza bağlı olarak omurgalarda çökme kırıkları oluşur ve bu da kamburlaşmaya yol açar. Kalça kemiğinin osteoporotik hale gelmesi, bu bölgedeki kırıkları artırır. Kemiklerin eklemlerdeki birbirine bakan yüzündeki kıkırdak dokusunun yapısı yaşla birlikte değişir. Kıkırdak dejenere olur ve aşınır; böylece artrit gelişmiş olur. Tendonlar, bağlar ve diğer yumuşak destek dokuları esnekliğini kaybeder ve kolay kopabilecek hale gelir."

DÜZENLİ EGZERSİZ YAPMANIN EN ÖNEMLİ ADIMI BAŞLAMAK

"Düzenli egzersiz yapmanın en önemli adımı başlamaktır” diyen Dr. Haliloğlu, "Birçok insan çok ağır egzersizler yapması gerektiğini sanır. Oysa, egzersizlere yavaş başlamalı ve tedricen artırmalıyız. Vaktinizi oturarak geçiriyorsanız, aktif hayata geçerken bir plan yapmalısınız" ifadelerini kullandı. Hastalıklardan, sakatlıklardan koruyacak ve sağlıklı, verimli ve bağımsız bir hayat yaşamayı kolaylaştıracak önerileri olduğunu anlatan Dr. Haliloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başarı için hazırlık. Yıl boyunca rahatlıkla yapabileceğiniz, sizi eğlendiren bir egzersiz aktivitesini seçin. Birçok insan yürümeyi, koşmayı, yüzmeyi kürek çekmeyi veya müzik eşliğinde ritmik hareketleri seçmektedir. Eğer bir sağlık probleminiz varsa, egzersiz programına başlamadan önce sağlık kontrolünden geçiniz ve doktorunuza danışınız. Doktorunuz bazı aktiviteleri sizin için sınırlayabilir. Sizi eğlendiren, hoşunuza giden bir egzersizi amaçlayın." Seçilen programın sıkmayacağı ve bıktırmayacağından emin olunması gerektiğini anlatan Dr. Haliloğlu, şunları söyledi: "Yürüyerek, germe egzersizleri yaparak ısındıktan sonra esas aktivitelerinizi yapın ve sonra gene yürüyerek ve germe egzersizleri yaparak soğuyun. Esneklik kazandırıcı idmanlar sakatlanmanızı önleyebilir. Bazı günleri boş bırakarak, haftalık bir program yapın. Mesela, gün aşırı egzersiz yapıp bir haftada üç gününüzü boş geçirebilirsiniz. Hafif bir fizik aktivite programı ile başlayın, günde 30 dakika gibi. Yürüme, koşma, yüzme ve bisiklete binme gibi farklı aktiviteleri dengeleyecek tarzda bir program yapın. Eğer 30 dakikalık süre size ağır geliyorsa veya zaman bulamıyorsanız, bu süreyi günün farklı saatlerinde, iki kerede, 15 dakikalık egzersizlerle tamamlayabilirsiniz. Başlangıçta kaslarınızda ağrı olursa programınızı durdurmayın, bu ağrılar zamanla geçecektir. Herhangi bir yerinizde şiddetli ağrı ve şişlik olursa egzersizleri durdurunuz." Gün içerisinde uygun bir zamanın seçilmesi gerektiğini belirten Dr. Haliloğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Tok karnına ve aşırı sıcak havalarda egzersiz yapmaktan kaçının.Ayağınızı destekleyecek fakat sıkmayacak, nasır oluşturmayacak ve su toplatmayacak ayakkabılar giyinin. Ayakkabınızın içinde ark takviyesi bulunsun ve topuk kısmı ön kısmından 1-2 cm daha yüksek olsun. Ayakkabının üst kısmının, ayağınızın havalanmasını sağlayacak, deri veya naylon ağ şeklindeki malzemeden yapılmış olmasına dikkat edin.Yaptığınız egzersizlerle ilgili bir kart hazırlayın ve bu kartı düzenli doldurun. Bu karta bakarak egzersiz programınızın süresini uzatabilir veya aktivitlerin yoğunluğunu artırabilirsiniz. Başarılarınızdan dolayı kendi kendinizi kutlayın ve daha başarılı olmak için çabalarınızı giderek artırın.

Özellikle bacaklardaki büyük kas guruplarını sürekli ve ritmik olarak çalıştıran aktivitelere aerobik egzersiz denir. Yürüme, koşma, bisiklete binme, yüzme, mukavemet kayağı kürek çekme, aerobik dans bu tip egzersizlere verilecek örneklerdir. Daha uzun ve sağlıklı yaşamak isteyenlerin bu tip egzersizleri yapması gerekir. Düzenli yapılan aerobik egzersizler, kalp hastalığı, yüksek tansiyon, inme, şeker hastalığı ve kanser gibi bazı kronik hastalıkları önleyebilir. Ayrıca, kan basıncını düşürür, vücudu güçlü kılar, kasları kuvvetlendirir, kemikleri güçlendirir, eklemlerin hareketlerini artırır, depresyonu azaltır, kilo almayı önler. Aerobik egzersizler kalp damar sistemini güçlendirir. Vücudun oksijen kullanma kapasitesi artar. Egzersiz yaptıkça, kaslara, oksijenden zengin kan gelir ve karbondioksit ve diğer artıklar kaslardan daha kolay uzaklaştırılır. Bu da kalbin işini kolaylaştırır.”

4 Eylül 2013 Çarşamba

Dünya Dopingle Mücadele Kuralları

Dünya Dopingle Mücadele Kuralları
2013 YILI
YASAKLILAR LİSTESİULUSLARARASI STANDARTLARI

Yasaklı Listesi resmi metni WADA (Dünya Dopingle Mücadele Ajansı) tarafından

hazırlanır ve hem İngilizce hem de Fransızca olarak yayınlanır. İngilizce ve

Fransızca metinler arasında meydana gelebilecek herhangi bir anlam

farklılığında İngilizce metin esas alınacaktır.

Bu Liste 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren geçerlidir.
Çeviri Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından yapılmıştır.

2013 Yılı Yasaklılar Listesi
10 Eylül 2012
 
RESMİ OLMAYAN ÇEVİRİ
2013 Yılı Yasaklılar Listesi’nin resmi metinleri Dünya Dopingle Mücadele Ajansı

(WADA) tarafından İngilizce ve Fransızca olarak hazırlanır ve WADA’nın

internet sitesinde yayınlanır. Metinler arasında meydana gelebilecek herhangi

bir anlam farklılığında İngilizce metin esas alınacaktır.


Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA), Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ne

2013 Yılı Yasaklılar Listesi’nin Türkçe metinlerinin hazırlanmasındaki değerli

katkılarından dolayı takdir ve teşekkürlerini bildirir. 2013 Yılı Yasaklılar

Listesi’nin bu yolla tüm dünya ülkelerince paylaşımı, WADA’nın, resmi


mercilerin ve sportif kurumların sporu dopingten arıtma ortak amacına yönelik

olarak çalışabilmeleri için olanak sağlamaktadır.

Çeviri: Prof. Dr. Rüştü Güner

2013 Yılı Yasaklılar Listesi

10 Eylül 2012
2013 YILI YASAKLILAR LİSTESİ
DÜNYA DOPİNGLE MÜCADELE KURALLARI

Bu Liste 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren geçerlidir.
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları 4.2.2 Maddesi uyarınca S1, S2,
S4.4, S4.5, S6a gruplarındaki maddeler ve M1, M2 ve M3
gruplarındaki Yasaklı Yöntemler dışındaki tüm yasaklı maddeler
“Tanımlanmış Maddeler” olarak değerlendirilecektir.

KULLANIMI HER ZAMAN YASAKLI OLAN MADDELER VE
YÖNTEMLER (MÜSABAKA İÇİ VE MÜSABAKA DIŞI)

YASAKLI MADDELER
S0. ONAYLANMAMIŞ MADDELER

Listenin bundan sonraki bölümlerinde ele alınmamış ve herhangi bir resmi sağlık

kuruluşundan insan tedavisi ile ilgili onay almamış (örn. Klinik öncesi ya da klinik gelişim aşamasındaki ya da üretimi durdurulmuş ilaçlar, tasarlanmış ilaçlar, yalnız veteriner hekimlikte kullanılmasına onay verilen maddeler) farmakolojik maddeler her zaman için yasaklanmıştır.

S1. ANABOLİK MADDELER

Anabolik maddelerin kullanımı yasaklanmıştır.

1. Anabolik Androjenik Steroidler (AAS)
a. Eksojen* (Vücudun üretmediği) AAS’ler aşağıdaki gibidir;

1-androstenediol (5α-androst-1-ene-3β,17β-diol ); 1-androstenedione (5α-

androst-1-ene-3,17-dione); bolandiol (estr-4-ene-3β,17β-diol ); bolasterone;

boldenone; boldione (androsta-1,4-diene-3,17-dione); calusterone; clostebol;

danazol ([1,2]oxazolo[4',5':2,3]pregna-4-en-20-yn-17α-ol);

dehydrochlormethyltestosterone (4-chloro-17β-hydroxy-17α-methylandrosta-1,4-

dien-3-one); desoxymethyltestosterone (17α-methyl-5α-androst-2-en-17β-ol);

drostanolone; ethylestrenol (19-norpregna-4-en-17α-ol); fluoxymesterone;

formebolone; furazabol (17α-methyl[1,2,5]oxadiazolo[3',4':2,3]-5α-androstan-17β-

ol); gestrinone; 4-hydroxytestosterone (4,17β-dihydroxyandrost-4-en-3-one);

mestanolone; mesterolone; metenolone; methandienone (17β-hydroxy-17α-

methylandrosta-1,4-dien-3-one); methandriol; methasterone (17β-hydroxy-

2α,17α-dimethyl-5α-androstan-3-one); methyldienolone (17β-hydroxy-17α-

methylestra-4,9-dien-3-one); methyl-1-testosterone (17β-hydroxy-17α-methyl-5α-

androst-1-en-3-one); methylnortestosterone (17β-hydroxy-17α-methylestr-4-en-3-

one); methyltestosterone; metribolone (methyltrienolone, 17β-hydroxy-17α-

methylestra-4,9,11-trien-3-one); mibolerone; nandrolone; 19-

norandrostenedione (estr-4-ene-3,17-dione); norboletone; norclostebol;


norethandrolone; oxabolone; oxandrolone; oxymesterone; oxymetholone;
prostanozol (17β-[(tetrahydropyran-2-yl)oxy]-1'H-pyrazolo[3,4:2,3]-5α-

androstane); quinbolone; stanozolol; stenbolone; 1-testosterone (17β-hydroxy-

5α-androst-1-en-3-one); tetrahydrogestrinone (17-hydroxy-18a-homo-19-nor-17α-

pregna-4,9,11-trien-3-one); trenbolone (17β-hydroxyestr-4,9,11-trien-3-one); ve

benzer kimyasal yapıya ve biyolojik etkilere sahip diğer maddeler.

b. Endojen** (Vücudun doğal olarak ürettiği) AAS’lerin dışarıdan vücuda uygulanması

yasaklanmıştır:

androstenediol (androst-5-ene-3β,17β-diol); androstenedione (androst-4-ene-

3,17-dione); dihydrotestosterone (17β-hydroxy-5α-androstan-3-one); prasterone

(dehydroepiandrosterone, DHEA, 3β-hydroxyandrost-5-en-17-one); testosterone; ve

onların aşağıdakilerle sınırlı olmayan metabolit ve izomerleri:


5α-androstane-3α,17α-diol; 5α-androstane-3α,17β-diol; 5α-androstane-

3β,17α-diol; 5α-androstane-3β,17β-diol; androst-4-ene-3α,17α-diol; androst-

4-ene-3α,17β-diol; androst-4-ene-3β,17α-diol; androst-5-ene-3α,17α-diol;

androst-5-ene-3α,17β-diol; androst-5-ene-3β,17α-diol; 4-androstenediol

(androst-4-ene-3β,17β-diol); 5-androstenedione (androst-5-ene-3,17-dione); epidihydrotestosterone;

epitestosterone; etiocholanolone; 3α-hydroxy-5α-

androstan-17-one; 3β-hydroxy-5α-androstan-17-one; 7α-hydroxy-DHEA ; 7β-


hydroxy-DHEA ; 7-keto-DHEA; 19-norandrosterone; 19-noretiocholanolone.
2. Diğer Anabolik Maddeler aşağıdakileri kapsar, fakat bunlarla sınırlı

değildir:


Clenbuterol, seçici androjen reseptör modülatörleri (SARM’ler), tibolone,
zeranol, zilpaterol.
Bu kısımda:
* “eksojen” sözcüğü, normal koşullarda vücut tarafından doğal olarak üretilemeyen bir

maddeyi ifade eder.
** “endojen” sözcüğü, vücut tarafından doğal olarak üretilebilen bir maddeyi ifade eder.
S2. PEPTİD HORMONLAR, BÜYÜME FAKTÖRLERİ VE İLİŞKİLİ MADDELER

Aşağıdaki maddeler ve bunların salınımını yapan faktörler yasaklanmıştır:

1. Kan yapımını uyarıcı maddeler [Örn. Eritropoietin (EPO); darbepoetin
(dEPO), hipoksi ile indüklenebilen faktörü (HIF) durdurucular, methoxy
polyethylene glycol-epoetin beta (CERA), peginesatide (hematide)];
2. Koryonik Gonadotropin (CG) ve Luteinleştirici Hormon (LH) sadece

erkeklerde yasaklanmıştır;

3. Kortikotropinler.
4. Büyüme Hormonu (GH), İnsülin-benzeri Büyüme Faktörü-1 (Insulinlike

Growth Factor-1 - IGF-1), Fibroblast Büyüme Faktörü (Fibroblast
Growth Factors - FGFs), Hepatosit Büyüme Faktörü (Hepatocyte Growth

Factor - HGF), Mekano Büyüme Faktörleri (Mechano Growth Factors -
MGF’s), Trombosit Kaynaklı Büyüme faktörü (Platelet-Derived Growth

Factor - PDGF), Vasküler- Endotelial Büyüme Faktörü (Vascular-
Endothelial Growth Factor - VEGF) ve yanısıra kas, tendon veya bağ proteinlerinin sentezini/yıkımını, damarlanmayı, enerji kullanımını, rejeneratif yeteneği veya kas lif tipi dönüşümünü etkileyen herhangi bir büyüme faktörü,ve benzer kimyasal yapıya veya benzer biyolojik etkilere sahip diğer maddeler.
S3. BETA-2 AGONİSTLER
Solunum yoluyla kullanılan Salbutamol (24 saat içinde en fazla 1600 mikrogram dozu aşmamak koşuluyla), solunum yoluyla kullanılan formoterol (24 saat içinde en fazla 54 mikrogram dozu aşmamak koşuluyla) ve üreticilerin tedavi amaçlı önerdikleri solunum yoluyla Salmeterol kullanımı dışında bütün Beta-2 agonistler varsa ilgili bütün optik izomerleri (örn. d ve l) de dahil olmak üzere yasaklanmıştır.
 
 

İdrarda 1000 nanogram/mililitre düzeyinin üzerinde salbutamol ve idrarda 40

nanogram/mililitre düzeyinin üzerinde formoterol yoğunluğunun bulunması

durumunda, bu maddelerin tedavi amacıyla kullanıldığı varsayılmayacaktır ve Sporcu, bu anormal bulgunun, tedavi amaçlı ve solunum yoluyla yukarıda belirtilen dozları aşmamak koşuluyla alınmış maddelere bağlı olduğunu kontrollü farmakokinetik inceleme yoluyla kanıtlayamadıkça, Aykırı Analitik Bulgu olarak kabul edilecektir.

S4. HORMON VE METABOLİK MODÜLATÖRLER

Aşağıdaki sınıflar yasaklanmıştır:

1. Aromataz inhibitörleri aşağıdakileri kapsar, fakat bunlarla sınırlı değildir:

aminoglutethimide, anastrozole, androsta-1,4,6-triene-3,17-dione

(androstatrienedione), 4-androstene-3,6,17 trione (6-oxo),
exemestane, formestane, letrozole, testolactone.
2. Seçici östrojen reseptörü modülatörleri (SERM’ler) aşağıdakileri kapsar,

fakat bunlarla sınırlı değildir: raloxifene, tamoxifen, toremifene.

3. Diğer anti-östrojenik maddeler, aşağıdakileri kapsar, fakat bunlarla sınırlı

değildir: clomiphene, cyclofenil, fulvestrant.

4. Miyostatin işlev(ler)ini modifiye eden maddeler aşağıdakileri kapsar, fakat

bunlarla sınırlı değildir: miyostatin inhibitörleri.

5. Metabolik modülatörler:
a) İnsülinler
b) Peroksisom Proliferatörle Etkinleştirilmiş Reseptör δ (PPARδ)

agonistleri (e.g. GW 1516), PPARδ-AMP-ile etkinleştirilmiş protein
kinaz (AMPK) eksen agonistleri (örneğin; AICAR)

S5. İDRAR SÖKTÜRÜCÜLER VE DİĞER MASKELEYİCİ MADDELER

Maskeleyici maddeler yasaklanmıştır. Bunlar aşağıdakileri kapsar:

İdrar Söktürücüler, desmopressin, plazma genişleticiler (örn. Gliserol;

intravenöz olarak albümin, dekstran, hydroxyethyl starch ve mannitol verilmesi)

probenesid ve benzer biyolojik etkilere sahip diğer maddeler.

İdrar Söktürücüler aşağıdakileri kapsar:

Acetazolamide, amiloride, bumetanide, canrenone, chlorthalidone, etacrynic
acid, furosemide, indapamide, metolazone, spironolactone, thiazides (e.g.
bendroflumethiazide, chlorothiazide, hydrochlorothiazide), triamterene; ve

benzer kimyasal yapıya veya benzer biyolojik etkilere sahip diğer maddeler

(drosperinone, pamabrom ve yüzeyel dorzolamine ve brinzolamide kullanımı yasaklı değildir). Diş hekimliği anestezisinde bölgesel olarak kullanılan felypressin yasaklanmamıştır.
Müsabaka içi ya da dışında, kurallara uygun şekilde, idrar söktürücü ya da diğer

maskeleyici maddeler ile birlikte alınan ve eşik değerine sahip maddeler (örn.

Formoterol, salbutamol, cathine, ephedrine, methylephedrine ve pseudoephedrine) için alınması gereken Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnasına ek olarak bu idrar söktürücü ve diğer maskeleyici madde için de Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası alınması gereklidir.


YASAKLI YÖNTEMLER
M1. KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN UYGULANMASI

Aşağıdakiler yöntemler yasaklanmıştır:

1. Herhangi bir miktardaki otolog, homolog veya heterolog kan veya herhangi bir kaynaktan elde edilmiş eritrosit ürünlerinin dolaşım sistemine verilmesi ya daalınıp tekrar verilmesi.

2. Ek olarak oksijen verilmesinin haricinde, Oksijenin alımını, taşınmasını ve
dağılımını yapay olarak artıran, aşağıdakileri kapsayan, fakat bunlarla sınırlı
olmayan yöntemler; perflorokimyasallar, efaproksiral (RSR13) ve modifiye
edilmiş hemoglobin ürünleri (örn. hemoglobin temelli, kan yerini tutan ürünler,
mikrokapsüllenmiş hemoglobin ürünleri) uygulanması.

3. Kan ya da kan bileşenlerinin herhangi bir formunun fiziksel ya da kimyasal
yollarla damar içi uygulanması.
M2. KİMYASAL VE FİZİKSEL MÜDAHALE

Aşağıdakiler yöntemler yasaklanmıştır:

1. Doping Kontrolleri sırasında alınan Örnekler’in geçerliliğini ve bütünlüğünü

bozmak amacıyla hile yapmak veya hile yapmaya teşebbüs etmek. Bunlar,

başkasının idrarını kullanma ve/veya idrar değiştirme, ve/veya saflığını bozma

(örn.proteazlar) gibi işlemleri kapsar, ancak bunlarla sınırlı değildir.

2. Hastane ortamında yapılan veya klinik incelemelerde uygulananların dışında

damar içine zerk ve /veya 6 saatlik süre içinde 50 mL’den fazla enjeksiyonlar.
M3. GEN DOPİNGİ

Sportif performansı artırma olasılığı bulunan aşağıdakiler yasaklanmıştır:

1. Nükleik asitlerin ya da nükleik asit analoglarının polimerlerinin transferi;
2- Normal ya da genetik olarak modifiye edilmiş hücrelerin kullanımı;



MÜSABAKA SIRASINDA KULLANIMI YASAKLI

MADDELER VE YÖNTEMLER
Yukarıda tanımlanan S0’dan S5’e ve M1’den M3’e kadar olan kategorilere
ek olarak, aşağıdaki kategorilerin müsabaka sırasında kullanımı yasaklanmıştır.

YASAKLI MADDELER
S6. UYARICILAR
Topikal kullanım için üretilmiş imidazol türevleri ve 2013 İzleme Programı*

kapsamında bulunan uyarıcılar hariç, tüm uyarıcılar varsa tüm optik izomerleri (örn. dvel-) dahil olmak üzere yasaklanmıştır.
Uyarıcılar aşağıdakileri kapsamaktadır:

a: Tanımlanmış Madde Kapsamı Dışındaki Uyarıcılar:

Adrafinil; amfepramone; amiphenazole; amphetamine; amphetaminil;

benfluorex; benzphetamine; benzylpiperazine; bromantan; clobenzorex;

cocaine; cropropamide; crotetamide; dimethylamphetamine;

etilamphetamine; famprofazone; fencamine; fenetylline; fenfluramine;

fenproporex; furfenorex; mefenorex; mephentermine; mesocarb;
methamphetamine(d-); p-methylamphetamine;


methylenedioxyamphetamine; methylenedioxymethamphetamine; modafinil;
norfenfluramine; phendimetrazine; phenmetrazine; phentermine; 4-

phenylpiracetam (carphedon); prenylamine; prolintane.
Bu listede belirtilmeyen uyarıcılar Tanımlanmış Madde Kapsamında değerlendirilir.

b: Tanımlanmış Madde Kapsamındaki Uyarıcılar:


Adrenaline**; cathine***; ephedrine****; etamivan; etilefrine;

fenbutrazate; fencamfamin; heptaminol; isometheptene; levmetamfetamine;

meclofenoxate; methylephedrine****; methylhexaneamine

(dimethylpentylamine); methylphenidate; nikethamide; norfenefrine;

octopamine; oxilofrine (methylsynephrine); parahydroxyamphetamine;

pemoline; pentetrazol; phenpromethamine; propylhexedrine;

pseudoephedrine*****; selegiline; sibutramine; strychnine;
tuaminoheptane; veya benzer kimyasal yapıya ya da benzer biyolojik etkilere sahip

diğer maddeler.
* 2013 İzleme Programı kapsamına dahil edilmiş olan aşağıdaki maddeler

(bupropion, kafein, nikotin, fenilefrin, fenilpropanolamin, pipradol, sinefrin)
Yasaklı Madde kabul edilmemektedir.


** Lokal anestetik maddelerin içinde bulunan veya lokal uygulanan (örn. nazal,
oftalmolojik) adrenalin yasaklanmamıştır.

*** Kathin, idrardaki konsantrasyonunun mililitrede 5 mikrogramdan daha fazla
olması durumunda yasaklanmıştır.

**** Efedrin ve metilefedrinin idrardaki konsantrasyonu mililitrede 10

mikrogramdan daha fazla olması halinde yasaklanmıştır.

***** Pseudoephedrine idrardaki konsantrasyonunun mililitrede 150 mikrogramdan daha fazla olması durumunda yasaklanmıştır.


S7. NARKOTİKLER

Aşağıdaki narkotikler yasaklanmıştır:

Buprenorphine, dextromoramide, diamorphine (eroin), fentanyl ve

türevleri, hydromorphone, methadone, morphine, oxycodone,

oxymorphone, pentazocine, pethidine.
S8. KANNABİNOİDLER

Doğal (örn., cannabis, haşhiş, marihuana, esrar) ya da sentetik delta 9-

tetrahydrocannabinol (THC) ve THC benzeri kannabinoidler, [örn. JWH018, JWH073 içeren baharatlar), HU-210 ] yasaklanmıştır.

S9. GLUKOKORTİKOSTEROİDLER

Ağızdan alınan, rektal, damar içine veya kas içine uygulanan tüm

glukokortikosteroidler yasaklanmıştır.


 

BAZI ÖZEL SPORLARDA KULLANIMI YASAKLI MADDELER
P1. ALKOL
Alkol (etanol), aşağıdaki sporlarda sadece Müsabaka Sırasında yasaklanmıştır. Tespiti,nefes ve/veya kan analizi ile belirlenecektir. Doping ihlal eşiği (hematolojik değerler) 0,10 gram/Litredir.

Havacılık (FAI)

Okçuluk (FITA)

Otomobil

Karate (WKF)

Motorsiklet (FIM)

Sürat tekneciliği (UIM)


P2. BETA-BLOKE EDİCİLER

Aksi belirtilmedikçe beta-bloke ediciler, aşağıdaki spor dallarında sadece Müsabaka Sırasında yasaklanmıştır.

Okçuluk (FITA) (Müsabaka Dışında da yasaklanmıştır)

Otomobil (FIA)

Bilardo (bütün disiplinler) (WCBS)

Dart (WDF)

Golf (IGF)

Atıcılık (ISSF,IPC) (Müsabaka Dışında da yasaklanmıştır)

Kayak/Snowboard (FIS) kayakla atlama, serbest stil takla atma/yarım silindir

ve snowboard yarım silindir/big air

Beta-bloke ediciler, aşağıdakileri kapsar, fakat bunlarla sınırlı değildir:


Acebutolol, alprenolol, atenolol, betaxolol, bisoprolol, bunolol, carteolol,

carvedilol, celiprolol, esmolol, labetalol, levobunolol, metipranolol,

metoprolol, nadolol, oxprenolol, pindolol, propranolol, sotalol, timolol.
 

2013 İZLEME PROGRAMI*

Aşağıdaki maddeler 2013 İzleme Programına alınmıştır:

1. Uyarıcılar: Sadece müsabaka sırasında: Bupropion, kafein,nikotin, fenilefrin, fenilpropanolamin, pipradol,Psödoefedrin (< 150 mikrogram/mililitre), sinefrin

2. Narkotikler: Sadece müsabaka sırasında: Hidrokodone, Morfin/kodein oranı, tapendadol, tramadol
3. Glukokortikoidler: Yalnızca Müsabaka dışında

* Dünya Dopingle Mücadele Kuralları (World Anti-Doping Code) (Madde 4.5) şunu belirtmektedir: “WADA, yasaklılar listesinde bulunmayan ancak sporda kötüye kullanılma olasılığı bulunan bazı maddeleri tespit etmek amacıyla, imza sahibi taraflar ve hükümetlerle konsültasyon çerçevesi içinde bir izleme programı oluşturacaktır.”

Başlıca Değişikliklerin Özeti ve Açıklayıcı Notları


KULLANIMI HER ZAMAN YASAKLI OLAN MADDELER VE YÖNTEMLER
(MÜSABAKA İÇİ VE MÜSABAKA DIŞI)

YASAKLI MADDELER
S0: Onaylanmamış Maddeler

Veteriner hekimlikte kullanılan ancak insan kullanımına onay verilmeyen

maddelere açıklık getirilmiştir.

S1. Anabolik Maddeler
IUPAC’ın (International Union of Pure and Applied Chemistry; Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği) katkılarıyla aşağıdaki maddelerin IUPAC isimleri gözden geçirilmiş ve gerekli değişiklikler yapılmıştır:

danazol ([1,2]oxazolo[4',5':2,3]pregna-4-en-20-yn-17α-ol)

ethylestrenol (19-norpregna-4-en-17α-ol)

furazabol (17α-methyl[1,2,5]oxadiazolo[3',4':2,3]-5α-androstan-

17β-ol)

methasterone (17β-hydroxy-2α,17α-dimethyl-5α-androstan-3-one)

prostanozol(17β-[(tetrahydropyran-2-yl)oxy]-1'Hpyrazolo[

3,4:2,3]-5α-androstane)

tetrahydrogestrinone(17-hydroxy-18a-homo-19-nor-17α-pregna-

4,9,11-trien-3-one)
trenbolone (17β-hydroxyestr-4,9,11-trien-3-one)
prasterone (dehydroepiandrosterone, DHEA, 3β-hydroxyandrost-5-

en-17-one).
Etiocholonolone, testosteron metaboliti örneği olarak S1.b bölümüne
eklenmiştir.

Daha fazla açıklık için maddenin varsa INN (International Nonproprietary Name –

Uluslararası Tescil ile korunmayan ismi), gerekli durumlarda IUPAC (International
Union of Pure and Applied Chemistry; Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği)

ismi, yararlı olduğu kabul edilirse yaygın ismi kullanılacaktır.

S2. Peptid Hormonlar, Büyüme Faktörleri ve İlişkili Maddeler

Etki mekanizmasına dayalı olarak, daha uygun kategori kabul edildiği için

İnsülinler S4.5.a (Metabolik modülatörler) bölümüne taşınmıştır. Eksenatid ve

liraglutide dahil olmak üzere diğer antidiyabetik ilaçlar, yasaklı değildir.

Trombosit Kaynaklı preparatların (PRP) büyüme faktörlerini içermesine karşın bu yöntemlerin

performans geliştirme amacı ile kullanımı konusunda herhangi bir geçerli kanıtın yokluğu
dikkate alınarak Yasaklılar Listesinden çıkarılmıştır. Bazı büyüme faktörlerinin varlığına karşın

güncel çalışmalar Trombosit Kaynaklı preparatların (PRP) potansiyel bir terapötik etkisi
ötesinde performans geliştirme için herhangi bir potansiyeli olduğunu göstermemektedir.

S.2.5’te açıklandığı gibi saflaştırılmış maddeler olarak ayrı ayrı verilen bireysel büyüme

faktörleri hala yasaktır. Trombosit Kaynaklı preparatların (PRP) damar içine uygulanması M2’ye
göre yasaktır.
S3. Beta-2-agonistler İdrar düzeyinin 40 ng/mL ye çıkarılmasıyla 24 saatte alınmasına izin verilen

formoterol dozu 54 mg’a yükseltilmiştir.

Daha fazla açıklık için ilgili tüm optik izomerler ( d- ve l- ) yasaklanmıştır.


Tüm dünyada inhalasyon cihazlarının Formoterol içeriklerinin farklı olmaları nedeniyle, bu
listede ilaç üzerindeki dozdan ziyade alınan doz dikkate alınmaktadır. Ağızlıktan solunan doz

alınan dozdur. Örneğin bir tablette 12 mikrogram formoterol ihtiva ettiği bildirilen Symbicort®

Turbuhaler®/turbohalerin® 1 defa solunması ile kişi 9 mikrogram ilaç almaktadır. Eğer günde 2

kez 2 solunum ( i.e. 48 mikrogram ) kullanılırsa alınan doz 36 mikrogramdır. Bu miktar çoğu


ülkede uygulanan maksimum dozdur. Kimi ülkelerde astım krizi sırasında 24 saatte
kullanılmasına izin verilen maksimum doz miktarı 54 mikrogramdır.
Eğer bir Aerolizer® ile formoterol alınırsa solunan ilaç miktarının % 65-85 olduğu saptanmıştır.

WADA diğer beta-2-agonistler için uygun idrar eşiğini araştırmaya devam etmektedir. Tüm

sporculara en uygun tedavinin yapılabilmesi için izin verilen doza bakılmaksızın uygun tıbbi
öneride bulunulmalıdır. Beta-2-agonistler hakkında daha fazla ayrıntılı bilgi için "Astı
 
 

Hakkında Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası Komitesi için Medikal Bilgiler" dökümanlarına
başvurulabilir.

S4. Hormon ve Metabolik Modülatörler
İnsülin S4.5.a başğı altındadır. (yukarda tanımlanan S2 bölümüne bakınız )
S5. İdrar Söktürücü ve Diğer Maskeleyici Maddeler

Daha fazla açıklık getirmek için felypressinin "lokal uygulaması" ifadesi "lokal

verilmesi" olarak değiştirilmiştir.

Morphine, listedeki eşik değere sahip maddelerden olmadığı için listeden

çıkarılmıştır; bu nedenle müsabaka içi kullanımı için mutlaka Tedavi Amaçlı

Kullanım İstisnası Onayı alınması gereklidir.


YASAKLI YÖNTEMLER
M1. Kan ve Kan Ürünlerinin Uygulanması Bu bölümlerin başğı ve içeriği kan ve kan ürünlerinin tüm çeşitlerini kapsaması

için değiştirilmiştir. Bu nedenle M2.3 bu yenilenmiş kategoriye eklendiği için

silinmiştir.

M2. Kimyasal ve Fiziksel Müdahale
M2.3 , M1 de ifade edildiği gibi silinmiştir.

M3. Gen Dopingi
Gen Dopingi tanımını daha açık hale getirmek için M3.1 başka kelimelerle ifade
edilmiştir.


MÜSABAKA SIRASINDA KULLANIMI YASAKLI MADDELER VE YÖNTEMLER
S6. Uyarıcılar Açıklık için, ilgili maddenin tüm optik izomerlerinin (d- ve l-) yasaklandığı kabul

edilmiştir.


Bir hatırlatma olarak, bazı uyarıcılar birkaç isim altında bulunabilir. Örneğin,



‘methylhexaneamine’ bazen dimethylamylamine, pentylamine, geranamine, Forthane, 2-
amino-4-methylhexane, geranium kök özü ya da geranium yağı olarak sunulmaktadır.

Bir başka örnek ise oxilofrine için bir diğer isim olarak eklenen



methylsynephrine’dir.
BAZI ÖZEL SPORLARDA KULLANIMI YASAKLI MADDELER
 
 
 
P2. Beta–bloke ediciler

Havacılık (FAI), Boules (CMSB), Briç (FMB), Dokuz lobutlu ve on lobutlu Bowling

(FIQ) ve Sürat Tekneciliği (UIM); Beta–Bloke edicilerin yasaklandığı spor dalları

listesinden çıkarılmıştır.


WADA, ilgili federasyonlar ve paydaşlarla bazı sporlarda beta–bloke edicilerin yasaklılığını

yeniden değerlendirmeye devam etmektedir. Bu durum, beşten fazla sporun bu bölümden

çıkarılmasına neden olmuştur.
İZLEME PROGRAMI

Kötüye kullanım potansiyel paternlerini belirlemek amacıyla, aşağıdaki madde

izleme programına eklenmiştir:

Müsabaka içi: tapentadol.